Sinop, Karadeniz Bölgesi’nin batı kesiminde yer alan ve aynı adı taşıyan ilin merkezi olan bir sahil kentidir. Boztepe Burnu’nun ana karayla birleştiği noktada konumlanan şehir, tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkat çeker. Sinop Kalesi, geçmişten günümüze ulaşan önemli bir tarihi miras olup, kentin en çarpıcı yapılarından biridir. Ayrıca, Türkiye’nin en kuzey noktası olan İnceburun da Sinop il sınırları içerisinde yer almakta ve etkileyici doğasıyla ziyaretçilerini büyülemektedir.
YouTube kanalımızda gerekli videolara denk gelebilirsiniz. Ayrıca Karadeniz Bölgesi için diğer şehirlere göz atmanızı tavsiye ederiz.

Sinop
Antik Çağ’da Paflagonya bölgesi içerisinde yer alan Sinop’un bilinen en eski adı “Sinope”dir. Kentin adının kökeniyle ilgili farklı efsaneler bulunur. Bir rivayete göre, adı bir Amazon kraliçesinden gelirken, bir başka anlatımda ise Yunan mitolojisinde Irmak Tanrısı Asopos’un su perisi kızlarından Sinope tarafından kurulduğu söylenir. MÖ 5. ve 3. yüzyıllara tarihlenen kent sikkeleri üzerinde Sinope’nin başının yer alması, bu efsanelerin derin tarihi kökenlere sahip olduğunu gösterir. Ancak Sinope bir su perisi olarak kabul edilirse kentin Yunan kolonisi olduğu; bir Amazon olduğu düşünülürse de Anadolu’nun yerli halkları tarafından kurulduğu sonucu ortaya çıkar.
Dilbilim çalışmaları, bu ikilemi tam olarak çözememiştir. “Sin” ya da “Sind” gibi sözcüklere Yunanistan dışında Pontus, Doğu Anadolu, İran ve Hindistan’da rastlanması, kentin adının yerli Anadolu dillerinden gelmiş olabileceğini düşündürmektedir. Antik Çağ’ın ünlü coğrafyacısı Strabon, Sinop’un kurucusu olarak Argonotlar’dan Teselyalı Otolikos’u gösterir ve onun kenti ele geçirerek bir Yunan kolonisi kurduğunu belirtir. Bu anlatı, bölgenin Yunan kolonileşmesinden önce yerel halk tarafından iskan edildiğini ortaya koyar.
MÖ 7. yüzyılda Miletoslular tarafından kolonileştirilen Sinop’ta, Miletoslu Habrindas, Koos ve Krenitas gibi yöneticilerin hüküm sürdüğü bilinmektedir. Tüm bu tarihsel gelişmeler, Sinop’un önce yerli halklar tarafından kurulduğunu, ardından Argonot seferi ile bir Yunan kolonisi haline geldiğini ve son olarak Miletoslular tarafından daha büyük bir koloniye dönüştürüldüğünü göstermektedir. Bölgenin en eski bilinen adı ise “Kaşka Ülkesi”dir. Hititler ile çağdaş olan Kaşkalar’ın toprakları içerisinde yer alan Sinop ve çevresi, bu dönemde “Arauanna Ülkesi” olarak da anılmaktaydı.
Sinop İçin Anlık Hava Durumu
Yarımadanın güneyindeki iç liman, rüzgârlardan korunmuş yapısı ve sakin deniziyle Güney Karadeniz’in en önemli limanlarından biri olmuştur. Bu özellikleri nedeniyle tarihte “Akdeniz” adıyla anılmıştır. Sinop, tarih boyunca hareketli bir liman ticaretine ve tersane faaliyetlerine ev sahipliği yapmıştır. 19. yüzyıla kadar tamamen ayakta kalan surlarının büyük bir kısmı günümüze ulaşmış, ancak bazı bölümleri yıkılmıştır. Şehir, tarih boyunca doğuya doğru Boztepe Burnu yönünde gelişirken, kuzeydeki Akliman ve Anadolu içlerine doğru sadece küçük yerleşimler bulunmuştur. Doğuda yükselen yarımada, Hıdırlık Tepesi’nde 187 metreye ulaşarak sarp kayalıklarla çevrili bir konuma gelmektedir. Bu doğal yapı, Sinop’un denizden ve karadan ele geçirilmesini neredeyse imkânsız kılmıştır.
Antik Çağ’dan itibaren hareketli bir ticaret ve kültür merkezi olan Sinop, Doğu Roma, Büyük Selçuklu, Candaroğulları ve Osmanlı dönemlerinde de bu özelliğini korumuştur. Stratejik konumu sayesinde, hem ticari bir merkez hem de güçlü bir askeri üs olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak 1853 Sinop Baskını ile birlikte önemini kaybetmeye başlamış, kent surların dışına doğru genişleyerek güneydoğu yönünde yerleşim alanları, batıya doğru ise yönetim ve eğitim kurumlarıyla büyümüştür.
Sinop’un tarihi, İlk Tunç Çağı’na kadar uzanır. MÖ 7. yüzyılda bir Helen kolonisi olarak kurulan kent, Antik Çağ boyunca Karadeniz’in en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Helenistik dönemde Anadolu’nun yerel kültürleriyle Helenistik ve Pers geleneklerini sentezlemeyi amaçlayan Pontus Krallığı’nın başkenti önce Amasya iken, daha sonra Sinop’a taşınmıştır. Bizans döneminde ise, bölge Ortodoks Hristiyanlığının etkisi altında Helenleşerek farklı bir kültürel kimlik kazanmıştır.
1972 yılında kalkınmada ikinci derece öncelikli iller kapsamına alınan Sinop’ta, ilk büyük sanayi kuruluşu Ayancık Kereste Fabrikası olmuştur. Şişe Cam Fabrikası, Un Sanayi, Söksa Tekstil, İç Çamaşırı Örme ve Konfeksiyon AŞ. ile tuğla ve kiremit fabrikaları da kentte sanayileşmenin önemli parçaları olmuştur. Ancak zaman içinde bu fabrikaların çoğu kapanmış ya da taşınmıştır. Buna rağmen, Sinop’ta geleneksel el sanatları yaşatılmaya devam etmektedir. Ayancık keteni dokumacılığı, Boyabat çember dokuması, ahşap kotra maket yapımı ve tahta el işlemeciliği, kentin köklü el sanatları arasında yer almaktadır.
Sinop’ta modern anlamda ilk kütüphane, 1924 yılında Dr. Rıza Nur’un öncülüğünde kurulmuş olup, onun adını taşımaktadır. Kent, tarihi ve kültürel mirasıyla Karadeniz’in en özel şehirlerinden biri olmaya devam etmektedir.

Sinop, Anadolu’nun en kuzey noktası olan İnceburun’a doğu yönünde bağlanan Boztepe Burnu berzahında bir kale-şehir olarak kurulmuştur. Tarih boyunca doğu yönünde gelişen kent, uzun süre surlarının dışına taşmamış ve güçlü bir liman kenti kimliği taşımıştır.
Berzahın kuzeydoğusunda yer alan dış liman, fırtınalara açık olduğu için denizcilik açısından pek elverişli olmasa da, Antik Çağ’da daha çok bu limanın kullanıldığı bilinmektedir. Ancak zamanla kumlarla dolarak işlevini yitiren bu limanı, aynı dönemde berzahın güneydoğusunda bulunan iç limana bağlayan bir kanal bulunmaktaydı. Bu kanal, Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde kapatılmıştır.
Sinop, farklı iklim özelliklerinin kesiştiği bir şehir olup, mevsimler arasındaki sıcaklık farkları oldukça düşüktür. Şehir genelinde sürekli esen rüzgârlar etkili olurken, yıl boyunca nemli ve yağışlı bir hava hakimdir. Karadeniz ikliminin belirgin özelliklerini taşıyan Sinop’ta, yaz aylarının birkaç günü haricinde kurak bir dönem yaşanmaz ve yağış tüm mevsimlere yayılmış durumdadır.
Sahil şeridinde yer alması nedeniyle şehirde ılıman bir iklim görülür. Yıllık yağış miktarı 679-1077 mm arasında değişirken, toplam yağışlı gün sayısı 97 ila 128 gün arasında değişmektedir. Şehirde şimdiye kadar ölçülen en yüksek sıcaklık 35 °C, en düşük sıcaklık ise -8,4 °C olarak kaydedilmiştir.
Genel sıcaklık ortalamaları ise dengeli bir seyir izler; kış aylarında yaklaşık 7 °C civarında olan ortalama sıcaklık, yaz aylarında 20 °C’ye kadar yükselir. Sinop’un yıllık ortalama sıcaklığı ise 14 °C’dir.
Sinop, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış önemli bir liman kentidir. Hitit kaynaklarına göre, bölgenin en eski halkı olan Kaşkalar’ın dili, Hititçe ile benzerlikler göstermekteydi. MÖ 2. yüzyıl başlarında Pontus Krallığı’nın egemenliğine girene kadar özgürlüğünü koruyan Sinop, o dönemde bayındır bir liman ve balıkçılık merkezi olarak öne çıkıyordu. Antik kaynaklara göre, burada avlanan palamutların bir kısmı büyük havuzlarda canlı olarak muhafaza ediliyordu.
Roma döneminde inşa edilen uzun su kemerleri sayesinde şehre su getirildi. Bizans döneminde ise Sinop, stratejik konumuyla önemli bir liman ve askeri üs haline geldi. Candaroğulları yönetimi sırasında tersanesi ile ünlenen şehirde inşa edilen büyük bir tekne, Osmanlı donanmasına örnek teşkil etmesi amacıyla İstanbul’a götürüldü. Osmanlı döneminde kentte yaşayan Rumlar, daha çok ticaret ve küçük ölçekli üretimle uğraşıyordu.
19. yüzyılda Samsun ve Trabzon limanlarının önem kazanmasıyla Sinop, ticari canlılığını kaybetmeye başladı. Yüzyılın sonlarına doğru surların dışına taşarak büyüyen şehir, eski dinamizmini yitirdi. Sinop’ta doğan ünlü şair Ahmet Muhip Dıranas, 1940 yılında yayımlanan bir yazısında çocukluğunun geçtiği bu kenti, yıkık surları ve geçmişin canlılığını kaybeden sokaklarıyla hüzünlü bir şekilde tasvir etmiştir.
Sinop Kalesi, tarih boyunca cezaevi olarak kullanılmış ve bu yönüyle ün kazanmıştır. Edebiyat ve siyaset dünyasında tanınmış birçok isim burada hapis yatmıştır. Bunlardan biri de ünlü öykü ve roman yazarı Sabahattin Ali’dir. İlkçağ filozoflarından Diyojen de Sinop doğumludur. Babasıyla birlikte sahte para basmakla suçlanan Diyojen’in Sinop’tan sürgün edildiği bilinmektedir.
19. yüzyılın sonlarında Kafkasya’dan gelen göçmenlerin bir kısmı Sinop’a yerleştirilmişti. O dönemde 10 bin civarında olan kent nüfusunun yaklaşık %40’ını Rumlar oluşturuyordu. 1950 yılına gelindiğinde ise kentin nüfusu 6 bini bile bulmuyordu.

Sinop Mutfağı Yöresel Lezzetler: Sinop’ta ne yenir?
Sinop, kendine has mutfak kültürüyle damakları şenlendiren eşsiz lezzetlere ev sahipliği yapmaktadır. Geleneksel tarifler, yıllardır süregelen birikimle bugüne ulaşmış ve hala sofraları süslemektedir. İşte Sinop’un meşhur yemekleri:
- Hamursuz tatlısı
- Sinop mantısı
- Nokul
- Katlama
- Kestaneli iç pilav
- Mısır tarhanası
- Taktak helvası
Eğer Sinop’a yolunuz düşerse, bu eşsiz tatları mutlaka denemelisiniz! Ayrıca konu içerisindeki yöresel lezzetleri sizlerde evinizde denemeniz açısından Yemek sayfamız üzerinden inceleyip görebilirsiniz.
Sinop’ta Hediyelik Eşya Ne Alınır?
Sinop, el sanatları ve doğal ürünleriyle öne çıkan bir şehirdir. Buradan alabileceğiniz en özel hediyeliklerden biri, dünyaca ünlü Sinop bıçağıdır. El işçiliğiyle üretilen bu bıçaklar, hem dayanıklılığı hem de estetik tasarımıyla dikkat çeker. Ayrıca, Sinop’un meşhur kotra maketleri de denizcilik kültürünü yansıtan harika hediyelikler arasındadır. Ahşap oymacılığıyla yapılan çeşitli süs eşyaları, magnetler ve duvar süsleri de turistlerin ilgisini çeker. Sinop’un doğal ürünlerinden kestane balı, cevizli pekmez ve organik reçeller de yöresel lezzetleri tatmak isteyenler için harika bir seçenektir. Deniz kabuklarından yapılan takılar ve süs eşyaları da Sinop’un sahil kültürünü yansıtan güzel hediyeliklerdendir.
- Bıçak
- Mahrama
- Gemi/tekne modelleri
- Çember
- Peşkir
- Kestane balı
- Cevizli pekmez
Sinop’un İlçeleri Nereler?
Sinop, Karadeniz’in eşsiz doğasını yansıtan ilçeleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Şehir merkezi, tarihi yapıları ve sahil şeridiyle dikkat çekerken, Ayancık doğal güzellikleri ve kültürel mirasıyla öne çıkar. Boyabat, tarihi Boyabat Kalesi ve kaya mezarlarıyla geçmişin izlerini taşırken, Erfelek doğanın cömertçe sunduğu Tatlıca Şelaleleri ile görenleri büyüler. Gerze, huzurlu sahil kasabası atmosferi ve lezzetli deniz ürünleriyle bilinirken, Türkeli doğal alanları ve Karadeniz’e açılan koylarıyla keşfedilmeye değerdir.
Dikmen, Durağan ve Saraydüzü gibi daha küçük ilçeler ise sakin doğası ve tarım alanlarıyla öne çıkar. Kaynağını Karadeniz’in serin sularından alan Sinop, bu ilçeleriyle birlikte hem tarih hem de doğa açısından zengin bir keşif rotası sunar.
- Sinop (il merkezi)
- Ayancık
- Boyabat
- Dikmen
- Durağan
- Erfelek
- Gerze
- Saraydüzü
- Türkeli
Sinop Merkez Gezilecek Yerler Nerelerdir?
Sinop, doğal güzellikleri ve tarihi yapılarıyla Karadeniz’in en etkileyici şehirlerinden biridir. Şehir merkezinde yer alan Sinop Kalesi, geçmişin izlerini taşıyan görkemli yapısıyla ziyaretçilerini karşılar. Buradan Karadeniz’in sonsuz maviliğine karşı harika bir manzara izlemek mümkündür. Tarihi Sinop Cezaevi ise şehrin en dikkat çekici noktalarından biridir. Zamanında Sabahattin Ali gibi ünlü isimlerin kaldığı bu cezaevi, günümüzde müze olarak ziyaret edilebiliyor ve tarih meraklıları için oldukça etkileyici bir deneyim sunuyor.
Sinop’un doğayla iç içe olan noktalarından biri de Hamsilos Koyu’dur. Türkiye’nin tek fiyordu olarak kabul edilen bu koy, doğa yürüyüşleri ve kampçılık için harika bir atmosfere sahiptir. Aynı şekilde, Erfelek Tatlıca Şelaleleri de doğaseverler için muhteşem bir keşif noktasıdır. Birbirine bağlı şekilde akan 28 şelale, ziyaretçilerine görsel bir şölen sunar.
Deniz fenerlerine ilgi duyanlar için İnceburun Feneri, Türkiye’nin en kuzey noktası olmasıyla ayrı bir önem taşır. Burada gün batımını izlemek, doğayla baş başa huzurlu anlar yaşamak için harika bir fırsattır. Sinop’un sakin sahil şeridinde yer alan Akliman Plajı ise berrak denizi ve huzurlu atmosferiyle yaz aylarında tercih edilen yerlerden biridir.
Tarihi yapıları görmek isteyenler için Balatlar Kilisesi, Roma döneminden kalma bir yapı olup arkeoloji meraklılarının ilgisini çeker. Osmanlı döneminden günümüze ulaşan Pervane Medresesi ise bugün el sanatları çarşısı olarak hizmet vermekte ve ziyaretçilerine kültürel bir deneyim sunmaktadır.
Sinop’u keşfederken, sahil boyunca yer alan balık restoranlarında Karadeniz’in taze deniz ürünlerini tatmak da unutulmamalıdır. Hamsi, istavrit ve mezgit gibi lezzetlerin yanı sıra, Sinop’a özgü nokul tatlısı da denenmesi gereken lezzetler arasındadır. Hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Sinop, Karadeniz’in saklı cennetlerinden biri olarak ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
- Hamsilos Tabiat Parkı
- Pervane Medresesi
- Sinop Arkeoloji Müzesi
- Seyyid Bilal Türbesi
- Etnografya Müzesi
- İsfendiyaroğulları Türbesi
- Deniz Şehitleri Anıtı
- Balatlar Yapı Topluluğu
- Saray Mescidi
- Kaleyazısı Cami
- Paşa Tabyaları
- Alaaddin Cami
- Sarıkum Tabiatı Koruma Alanı
- Tarihi Cezaevi
- Fetih Baba Mescidi
- Sultan Hatun Türbesi
- Tersane Cami
- Cezayirli Ali Paşa Cami
- Hatunlar Türbesi
Sinop’ta ne yenir, Sinop’ta nereye gidilir, Sinop’ta hediyelik eşya ne alınır, Sinop’ta gezilecek yerler, Sinop’un ilçeleri nereler, Sinop merkez gezilecek yerler neresidir gibi sorularınıza olabildiğince doğru bir araştırma yaparak yanıt verdiğimizi düşünüyoruz. Eksik veya düzeltilmesi gereken noktalarda yorum yapabilir ve sizlerde içerik paylaşabilirsiniz.